1 mayıs FOSEM Fransa Gebze Hacıahmet Isparta Maraş Mektuplarımızla Tecriti Kıralım Muharrem Karataş Polonya Sevgi Erdoğan Vefa Evi TAYAD Tokat UTMP Zürich adana alibeyköy almanya altınşehir amed amerika anadolu anadolu alevi hareketi anadolu federasyonu anadolu kültür merkezi ankara antakya antalya antep anti-emperyalist cephe armutlu armutlu haber ataşehir avcılar avrupa avusturya açıklamalar bahçelievler bakırköy basın emekçileri meclisi bayrampaşa bağcılar belgesel belçika beykoz beşiktaş boğaziçi bulgaristan bursa cephe milisleri dağevleri denizli dersim dev-genç devrimci alevi hareketi devrimci işçi hareketi dhkc dhkc gerilla direnişler diyarbakır doğançay duyurular dünya düzce elazığ emekli meclisi esenyurt eskişehir festival filistin filmler galatasaray gazi gençlik gerilla giresun grup yorum gözaltı gülsuyu gülsuyu gülensu gündoğdu hacı ahmet hacıhüsrev halk bahçesi halk cephesi halk meclisi halkın hukuk bürosu halkın mühendis mimarları hasan ferit gedik hasköy hatay hindistan hollanda idil halk tiyatrosu idil kültür merkezi ikitelli ingiltere istanbul isveç isviçre italya izmir işçi meclisi kadıköy kampanyalar kamu emekçileri cephesi karadeniz kartal kazova kazova bülten kocaeli kore kurslar kuruçeşme küba kültür sanat kütahya küçükçekmece kınık kıraç lubnan malatya maltepe mardin mersin munzur muğla nurtepe okmeydanı ortaköy piknik radyo röportajlar sakarya samsun sanat meclisi sarıgazi sesli okuma siirt silivri silvan sinop spor suriye sümerler taksim tavır dergisi tekirdağ tiyatro trabzon tuzla türkiye videolar wan yalova yenibosna yeşilkent yunanistan yürüyüş dergisi çanakkale çayan çayan mahallesi çağlayan çekmece çerkezköy ömürtepe örnektepe İngiltere İsviçre şiir şiirler şişli

Direnişler Meclisi: 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü Açıklaması

 


Direnişler Meclisi: 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü Açıklaması

Bugün 8 Mart 2025 Dünya Emekçi Kadınlar Günü.

Bundan tam 168 yıl önce 1857 yılın da ABD’nin New York kentinde dokuma işçileri 16 saat olan çalışma süresinin düşürülmesini istemek, düşük ücretleri protesto etmek için greve giderler. Tıpkı Nallıhan-Çayırhan Termik Santrali ve Maden Ocağın da işçilerin kendilerini madene kapatması gibi kendilerini fabrikaya kapatarak FABRİKAYI işgal ederler. Polislerin saldırısı sonucu fabrika da bir yangın çıkar. Bu yangında 128 işçi kadın katledilir. Katledilen kadın işçiler sosyalistler tarafından unutulmaz. Sınıf mücadelesindeki yerini korur.

Ve 8 Mart ilk kez 2.enternasyonele bağlı sosyalist kadınların yaptığı Uluslararası Kadınlar Konferansı’nda Clara Zetkin’in önerisi ile de “Enternasyonel Kadın Mücadele Günü” olarak ilan edilir. O günden bu yana da dünyada anma ve mücadele günü olarak anılmaya başlar.

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü sırf kadınlar günü olarak kutlanacak bir gün değildir. Direnen üreten kadınların günüdür, burjuvazinin asalaklarının günü değil. Kanlarını burjuvaziye direnirken akıtan kadınlar sınıf savaşı veren kadınlar unutturulamaz. İçi boş bir kadınlar gününe indirgenemez. Bu nedenle diyoruz ki 8 mart kızıldır kızıl kalacak.. Çünkü; direnişin rengi kırmızıdır.

Her gün sokaklarda katledilen yoksul kadınların sorunu, sadece kadın cinayetleri ile açıklanacak bir sorun gibi algılatılmak isteniyor. Kapitalist toplumun yoksullaştırma ve yozlaştırması sonucu yaşanan bir olgudur kadın cinayetleri. Kapitalist sistemin yoksullaştırdığı halkın yozlaşmış kesimlerinde yaşanan bir olgu. Öyle kimilerinin dediği gibi erkek eril sistem sorunu değil yani. Erkek egemen sistem diyerek kapitalizmin ve faşizmin önünü şalla kapatamaz kimse. Kadın sorunu bir sistem sorunudur. Özel mülkiyetin ortaya çıkması ile birlikte kadın hep sömürülmüştür. Sömürüsüz sistemlerde kadın sorunu diye bir sorun yoktur. Yoksulluğu yok etmeden kapitalist sistem yok edilmeden kadın cinayetleri ve kadın sorunu çözülemez. Onun için de diyoruz ki devrime meşale bizim kadınlarımız.

Türkiye, 1945 yılından itibaren Adnan Menderes den sonra yeni sömürge bir ülkedir. Bu gün artık yeni sömürge ülkelerde emperyalizm içsel bir olgudur ve her sorun onun krizinin bir sonucudur. Emperyalizm sürekli bir kriz içinde olduğu için yönetememe sorunu yaşamaktadır. Bunun içinde yeni sömürge ülkelerin iktidarlar ülkelerini faşizm ile yönetiyor.  Faşizm; Dünya işçi sınıfının önderlerinden Dimitrov’ un tanımı ile” finans kapitalin en gerici en şoven, en emperyalist unsurların açık terörcü diktatörlüğü”dür. Gün geçmiyor ki bugün bir kurum basılmasın bir kişi tutuklanmasın. Grevler yasaklanmasın.

Sanatın ve sanatçıların yasaklanması kendi yaptıkları anayasaya uymamaları ve her gün çiğnemeleri tüm bu saldırganlıkları da artık normal bir yolla demokrasiye falan dönemeyeceklerinin de bir göstergesidir. Kent lokantalarına yemeğe giden gurmeler hakkında bile soruşturma açılan bir ülke açık faşizm ile yönetiliyor demektir. Böyle günlerde mücadeleyi kadın erkek diye bölmek bu gerçeği görememektir.

Tüm bu baskılara rağmen ülkenin dört bir yanı direnişler ve eylemlerle doludur. Açlık sınırının altında ücretle yaşayan milyonlarca işçi asalak emperyalizmin aparatı olmuş sendikalara rağmen örgütlenmektedir. Her gün örgütlenen işçilere saldırılar oluyor ama bu saldırıya sendikalardan gık çıkmıyor. Sendikacılar lüks içinde yaşarken işçiler sefalete mahkum ediliyor. Göstermelik bir iki eylemin hiçbir önemi yoktur bu savaşta.

Geldiği günden beri işçi kadın ve emek düşmanı olan AKP iktidarı fabrikaları ve vatanı babalarının çiftliği gibi satarken saldırısını da günden güne artırmaktadır. Bugün hangi konu ve alanda, ondan kendiliğinden demokrasi bekleyen var ise AKP nin zulmünün ortağıdır. İktidara geldiği günden bu yana kendi anayasasını bile dinlemeyen “anayasa mahkemesi de neymiş kapatılsın” diyen iktidar devrimci kadınları anayasayı yıkmakla suçlamaktadır. Oysa olmayan bir şey zaten yıkılamaz.

Fabrikaları satarken hapishane yapmakla övünen iktidar kadının ve halkın hiç bir sorununu da çözemez. Kapitalist faşist yönetimlerde kadın yöneticilerin “kadın” gibi düşünmesini bekleyip “çözerse sorunları kadın çözer” gibi söylemler sömürü ve katliamların görülmesini engellemekten başka işe yaramaz. Tam bir sivil toplumcu bakış açısıdır. Devrimciler bunu reddeder.

Çözüm birleşik mücadelededir. Çözüm sınıfın öncüleri ile birlikte mücadelededir.

Direnmeden hiçbir hak kazanılmamıştır. Yenilmeyen tek general direniştir. 

Tuzla serbest bölgede direnen TKIS BLİNDS işçilerine selam olsun.

Çayırhanda direnen maden işçilerine selam olsun.

Manisa belediyesi önünde eylem yapan işçilere selam olsun.

Hapishaneler de her gün direnerek destan yazan ve S.R.Y kuyu tipi hapishaneler kapatılsın diyen devrimci direnişçilere selam olsun.

Direnerek hak alan sınıf savaşında şehit düşen sabonun kızlarına selam olsun.

Kan gölüne çevrilmiş Ortadoğu ve dünya halklarına selam olsun.

Gazze de soy kırıma karşı Direnen Filistin halkına ve kadınlarına selam olsun.

Suriye’de emperyalistlerin beslemesi HTŞ nin başlattığı alevi katliamı tüm dünyanın gözleri önünde gerçekleşiyor. Suriye’de direnen alevi halkı ve kadınlarına selam olsun.

Unutulmasın ki Ortadoğu kan gölüne çevrilirken emperyalist kuruluşların başında kadın yöneticiler vardır. ABD dış işleri bakanları kadındır. Avrupa parlemantosunun kadın yönetici vardır.

Tüm emperyalist ve faşist yönetimlere karşı direnenlere selam olsun.

DİRENİŞLER MECLİSİ


[blogger]

Author Name

Halkın Sesi TV

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.