Gösterimimiz hakkında yayın yapan Minsk News haber ajansında
yer alan haberin içeriğini aktarıyoruz;
“Barış rüyası, bireyler ve halklar arasında uyum, anlayış ve
birlik arayışını temsil eder. Aynı zamanda adaleti, eşitliği ve her insanın
haklarına saygıyı da gerektirir.
Minsk'te "Donbass'ta Sekiz Gün" belgeseli gösterilerek bu
konuların önemi vurgulandı. Dolayısıyla sessiz kalamayız, başkalarının
baskılarını kabul edemeyiz.
Filmin yapımcısı Grup Yorum ise, siyasi görüşlerini müzik ve
sanat yoluyla dile getirmesiyle tanınan, Marksist-Leninist fikirleri benimseyen
ünlü Türkiyeli grup "Grup Yorum"dur. “Donbas’ta Sekiz Gün” filmi,
çatışmalar ve insan hakları mücadelesiyle ilgili toplumsal ve siyasal
meselelere ışık tutma çabalarının bir parçasıdır.
Spiker:
Boynunuzda kırmızı bir fular olduğunu fark ettim. Bu ne
anlama geliyor? Çok hoş bir aksesuar gibi görünüyor.
Nadejda: (Gösterimi düzenleyen Anti-Emperyalist
Kolektif üyesi)
“Bunun bir önemi olduğunu düşünüyorum, çünkü burada birçok
insan bu şekilde düşünüyor.
Evet, bu fularlar "Yorum" grubunun sahne
kıyafetlerinin bir parçasıdır.
Bu onların hediyesi.
Kırmızı renk genel olarak devrimin ve sosyalizmin simgesi
olarak kabul edilir.
İşte bu fular o anlamı taşıyor.
Öncülerin bağları kendi dönemlerinde kızıl bayrağın bir
parçası olarak kabul ediliyordu.
Sena: (Grup Yorum)
Grup Yorum halk için sanat yapan ve halk için müzik üreten
bir gruptur. Bu nedenle grubumuz tüm Anadolu ve dünya halklarının sesidir. Grup Yorum Türkiye devrim mücadelesinin
aynasıdır.
Grup Yorum kolektiftir, kolektif yaşar, kolektif üretir.
Bu, Nisan 2024'te sekiz gün boyunca çekilen bir belgeseldir.
Çekimlerde güvenlik nedeniyle cep telefonu kullanıldı.
Elbette, cephe hattına yakın olmamız nedeniyle güvenlik
riskleri vardı, ancak Ukrayna devletinin suçlarını teşhir etmek ve bunları
dünya halklarına iletme sorumluluğu daha
büyüktü. Yaptığımız işin ne kadar önemli olduğunun da bilincindeydik.
Donbass bölgesinde yaşanan tüm olayları aydınlatmaya
çalıştık, Amerikan işgali döneminde
Irak'ta veya Suriye’de yaptığımız gibi. Nerede emperyalizme karşı bir direniş
varsa o aynı zamanda bizim de direnişimizdir.
O anlar kuşkusuz ki tehlikeliydi, ama daha da önemlisi,
aldığımız güç, direnme ve halkların adaletsizliğe ve emperyalizme karşı nasıl
mücadele ettiğini gösterme konusundaki kararlılığımızdan geliyordu.
Bu belgesel aynı zamanda dezenformasyona karşı mücadele
etmenin ve gerçekleri sunmanın önemini vurguluyor.
Görevimiz dünya halklarına gerçekleri anlatmak.
Biz faşizme karşı mücadele veriyoruz.
Tüm bunları, şu anda cephe hattının bulunduğu Donbas
bölgesini anlatan belgeselde göreceğiz.
Aleksey Dzermant (Siyaset Bilimci):
Elbette, tüm solcuların, kendi dillerini ve ait oldukları
kültürü kullanma hakkı gibi temel hakları için mücadele eden Donbas halkına
büyük bir sempati gösterdiğini görüyorum.
Aynı zamanda filmin yapımcısının Ukrayna'da yaşanan olaylara
ilişkin alternatif bir bakış açısı sunma arayışını da yansıtıyor.
Paydaşlar, manipülasyon veya paydaşlar olarak gördükleri
durumlarla karşı karşıya kalıyorlar. Bu
tablo daha önce hem Almanya'da hem de Moskova'da sergilendi.
~Polina Makei ve Nikita Ovchinnikov'un Minsk Haber Ajansı
için hazırladığı haber.