“ABD sistemi, bir
dünya sistemi olmadan yaşayamaz.”
1945’te başlayan askeri, kültürel, ekonomik ve ideolojik
savaş bugün hala sürmekte. Asya'dan, Latin Amerika'ya, Latin Amerika’dan
Ortadoğu’ya ve Afrika ülkelerine kadar Amerika’nın girmediği ve yeraltı yerüstü
zenginliklerini yağmalayıp sömürmediği tek bir toprak parçası kalmamıştır.
Suriye'de 08 Aralık 2024 tarihinde gerçekleştirilen
darbeye de bu gözle bakmak lazım.
Emperyalizm'de kriz sürekli ve yapısaldır. Ne yaparsa
yapsın, o krizlerinden kurtulamaz.
Krizlerin ortadan kalkması için, kapitalizmin yok olması
gerekiyor.
Kapitalizm krizlerini atlatması için, sürekli "yeni
pazarlara" ihtiyacı var.
1- Yeni-sömürgecilik emperyalizmin daralan pazar
ihtiyacına karşılık DERİNLEMESİNE SÖMÜRÜ olanağı vererek sömürü alanını
genişleten, sömürüyü yoğunlaştıran ekonomik, sosyal, siyasal, askeri bir
sistemin adıdır.
dinamiklerin etkisizleştirilip tasfiye edilmesi için
sömürge ülke insanlarına “YENİ DAVRANIŞLAR” kazanımasın gerekiyor. Yani
işbirlikçi bir ruh hali ve uşaklık davranışı yerleştirmesi gerekiyor.
Böylece halkların beyinlerin psikolojik savaş
yöntemleriyle dumura uğratıp, ruhları tutsak alıniyor.
çalışıyor.
ABD emperyalizmi dünyayı PROJELERİYLE yönetmeye
çalışıyor.
Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) adıyla bilinen emperyalist
stratejinin biçimlenmesinde, yakın tarihli iki belge temel dayanak noktalarını
oluşturmuştur.
Bu belge, ABD’nin askeri gücüne ve üstünlüğüne dayanarak
dünya sistemine daha etkin müdahale etmesi, ordusunu ve savaş teknolojisini AYNI ANDA BİRDEN FAZLA SAVAŞI KAZANMAYI
OLANAKLI kılacak şekilde yapılandırması, Ortadoğu topraklarında askeri
varlığını genişletip kalıcılaştırması anlayışını ortaya atmaktadır.
Suriye şu anda BOP'un cisimlenmiş halidir.
Mantık basittir:
Vurulmadan vuracağız…
Ya bizdensin yada karşımızdasın.
Çünkü emperyalizmde bir meşruluk arayışı içindedir.
Neo-liberalizm esas olarak ABD ve birliktelik kurduğu
emperyalist ülkelerin dünya üzerindeki politik, iktisadi ve ideolojik
hegomonyasıdır.
Neo-liberalizm vahşi bir sömürgecilik sistemidir;
özellikle açlık, yoksulluk, darbeler, işgal ve katliamlar anlamına gelir.
Emperyalizmin yeni sömürgeciliği kabul ettirme politikasıdır.
Neo-liberalizm halkın baskı ve şiddetle susturulması,
emperyalizmin ve işbirlikçilerinin sömürüsüne rıza göstermelerinin
sağlanmasıdır.
Neo-liberalizm, terör propagandasıyla baskı ve zoru
meşrulaştırıyor.
Ama mümkün değil çözemez bu krizi.
Biz emperyalizmin krizlerini, kendi emperyalist
sorunlarını, yeni sömürge ülkelere taşımasını istemiyoruz.
Fakat emperyalizm istediğini elde etmek için silahla
saldırıyor.
Emperyalizm dünya halklarını silahsızlandırmaya
çağırıyor.
Aslında şunu söylemek istiyor: Silahlanmayın ki, ben sizi
rahat rahat vurayım.
Oysa emperyalizm kendisi çağrı cihazlarını bile silaha
dönüştürüyor.
Silahsızlanalım ki, Gazze'de çocuk, yaşlı, kadın demeden
hiç bir mukavemetle karşılaşmadan 50.000 insanı katledeyim.
Lübnan'da, Yemen'de, en son Suriye'de...
Bizi silahsızlanmaya çağıranlar seri halde füzeler
üretiyor.
Emperyalizm ve işbirlikçilerinin saldırganlığına karşı
halklar silahlanmalı ve örgütlenmelidir.
Kürt halkı Amerika'nın, Ahmet Şara'nın askerleri olup,
dünya halkların katilleri olmayı kesin bir şekilde red etmeli.
Halkların kardeşliği temelinde emperyalizmin bu kanlı
pazarlığını engellemeliyiz.
Biz emperyalizmin işgali altındaki halkları (örneğin
Suriye, Ukrayna) ülkelerini emperyalizme terk etmemeye, vatanlarında kalıp
direnmeye çağrıyoruz.
Eğer vatanlarından çıkmışlarsada, yüzlerini vatanlarına
çevirmeye davet ediyoruz.
Biz Gürcistan ve Belarus halkının yanında yer alıyoruz.
(Bu maddelerinden kabul etmediğiniz varsa, şerh düşerek
imzalayabilirsiniz).
HALKLARIN EMPERYALİZME KARŞI BİRLİĞİNİN BİLDİRGESİ
ABD Başkanı Truman, 1947’de yaptığı bir konuşmada şöyle
diyordu:
“ABD sistemi, bir dünya sistemi olmadan yaşayamaz.”
İşte bu açıklama yaşanan bütün gerçekleri açıklıyor.
1945’te başlayan askeri, kültürel, ekonomik ve ideolojik
savaş bugün hala sürmekte. Asya'dan, Latin Amerika'ya, Latin Amerika’dan
Ortadoğu’ya ve Afrika ülkelerine kadar Amerika’nın girmediği ve yeraltı yerüstü
zenginliklerini yağmalayıp sömürmediği tek bir toprak parçası kalmamıştır.
Yeryüzünde dünyada iki tane güç olsun istiyor:
emperyalizm ve yeni sömürgeler.
Suriye'de 08 Aralık 2024 tarihinde gerçekleştirilen
darbeye de bu gözle bakmak lazım.
Sovyetler Birliğinin dağılmasıyla birlikte, emperyalizmin
karşısında artık "alternatif" bir sistem kalmadığı için, emekçilerin
bütün kazanımlarını peyder peyder elinden alındı. Şu anki gelinen aşamada
neredeyse 100 yıl öncesine geriye attı, bütün kazanımları, bütün demokratik
hakları kaldırdı.
YENİ SÖMÜRGECİLİK POLİTİKALARI
Emperyalizm'de kriz sürekli ve yapısaldır. Ne yaparsa
yapsın, o krizlerinden kurtulamaz.
Krizlerin ortadan kalkması için, kapitalizmin yok olması
gerekiyor.
Kapitalizm krizlerini atlatması için, sürekli "yeni
pazarlara" ihtiyacı var.
1- Yeni-sömürgecilik emperyalizmin daralan pazar
ihtiyacına karşılık DERİNLEMESİNE SÖMÜRÜ olanağı vererek sömürü alanını
genişleten, sömürüyü yoğunlaştıran ekonomik, sosyal, siyasal, askeri bir
sistemin adıdır.
dinamiklerin etkisizleştirilip tasfiye edilmesi için
sömürge ülke insanlarına “YENİ DAVRANIŞLAR” kazanrıması gerekiyor. Yani
işbirlikçi bir ruh hali ve uşaklık davranışı yerleştirmesi gerekiyor.
Böylece halkların beyinlerin psikolojik savaş
yöntemleriyle dumura uğratıp, ruhları tutsak alıniyor.
çalışıyor.
ABD emperyalizmi dünyayı PROJELERİYLE yönetmeye
çalışıyor.
Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) adıyla bilinen emperyalist
stratejinin biçimlenmesinde, yakın tarihli iki belge temel dayanak noktalarını
oluşturmuştur.
Bu belge, ABD’nin askeri gücüne ve üstünlüğüne dayanarak
dünya sistemine daha etkin müdahale etmesi, ordusunu ve savaş teknolojisini
AYNI ANDA BİRDEN FAZLA SAVAŞI KAZANMAYI OLANAKLI kılacak şekilde
yapılandırması, Ortadoğu topraklarında askeri varlığını genişletip
kalıcılaştırması anlayışını ortaya atmaktadır.
Suriye şu anda BOP'un cisimlenmiş halidir.
Mantık basittir:
Vurulmadan vuracağız…
Ya bizdensin yada karşımızdasın.
Çünkü emperyalizmde bir meşruluk arayışı içindedir.
Neo-liberalizm esas olarak ABD ve birliktelik kurduğu
emperyalist ülkelerin dünya üzerindeki politik, iktisadi ve ideolojik
hegomonyasıdır.
Neo-liberalizm vahşi bir sömürgecilik sistemidir;
özellikle açlık, yoksulluk, darbeler, işgal ve katliamlar anlamına gelir.
Emperyalizmin yeni sömürgeciliği kabul ettirme politikasıdır.
Neo-liberalizm halkın baskı ve şiddetle susturulması,
emperyalizmin ve işbirlikçilerinin sömürüsüne rıza göstermelerinin
sağlanmasıdır.
Neo-liberalizm, terör propagandasıyla baskı ve zoru
meşrulaştırıyor.
Emperyalizm 22 ülkenin sınırlarını değiştirir belki.
Ama mümkün değil çözemez bu krizi.
Biz emperyalizmin krizlerini, kendi emperyalist
sorunlarını, yeni sömürge ülkelere taşımasını istemiyoruz.
Fakat emperyalizm istediğini elde etmek için silahla
saldırıyor.
Emperyalizm dünya halklarını silahsızlandırmaya
çağırıyor.
Aslında şunu söylemek istiyor: Silahlanmayın ki, ben sizi
rahat rahat vurayım.
Oysa emperyalizm kendisi çağrı cihazlarını bile silaha
dönüştürüyor.
Silahsızlanalım ki, Gazze'de çocuk, yaşlı, kadın demeden
hiç bir mukavemetle karşılaşmadan 50.000 insanı katledeyim.
Lübnan'da, Yemen'de, en son Suriye'de...
Bizi silahsızlanmaya çağıranlar seri halde füzeler
üretiyor.
Emperyalizm ve işbirlikçilerinin saldırganlığına karşı
halklar silahlanmalı ve örgütlenmelidir.
Kürt halkı Amerika'nın, Ahmet Şara'nın askerleri olup,
dünya halkların katilleri olmayı kesin bir şekilde red etmeli.
Halkların kardeşliği temelinde emperyalizmin bu kanlı
pazarlığını engellemeliyiz.
Biz emperyalizmin işgali altındaki halkları (örneğin
Suriye, Ukrayna) ülkelerini emperyalizme terk etmemeye, vatanlarında kalıp
direnmeye çağrıyoruz.
Eğer vatanlarından çıkmışlarsada, yüzlerini vatanlarına
çevirmeye davet ediyoruz.
Biz Gürcistan ve Belarus halkının yanında yer alıyoruz.
Anadolunewsblog@gmail.com