Direniş komitesinde yer alan panelistler yaklaşık 20 kişiye
sunum yaptı.
Konuşmacıların Türkçe konuştuğu panel ‘de, moderatör aynı
zamanda Fransızca çeviri yaptı.
Ancak gündemin yakıcılığından ve talep geldiği için, giriş
Suriye ile ilgili oldu.
Konuşmacı Suriye'deki dinamikleri, gelişmeleri ve
emperyalizmin kirli oyunlarını anlattı.
Ondan sonra birinci konuşmacı Grup Yorum 'un Ölüm Orucu
Direnişini anlattı.
Grup Yorum 'un kahramanca direnişini anlatırken, özellikle
Fransızlar şaşkın ve hayrandı.
Çünkü Grup Yorum gibi bir müzik grubunun dünyada eşi benzeri
yok.
Dünyada hiçbir müzik grubu veya solist 1 milyon kişi önünde
konser vermedi.
Bunu ne Madonna ne Rolling Stones, ne Beatles, ne Michael
Jackson başaramamıştır.
Amerikan emperyalizmin bütün medyasını devreye sokup
palazlandırdığı, maddi gücünü kullanıp, dünya haklarının hayatına sokmak için
canla başla uğraştığı bu "sanatçılar" bile bunu yapamamıştır.
Ancak Grup Yorum halk ile yapmıştır.
Neden? Çünkü Grup Yorum halktır.
Bu dünyada tek yenilmez güçte halktır. Suriye örneği bunun
en net kanıtıdır.
Ne Rusya, ne İran veya başka bir güç. Bizim bel
bağlayabileceğimiz tek güç halktır.
Fransızları şaşırtan bir diğer noktada Grup Yorum ‘un ve
dayandığı "direniş geleneği": Asla pes etmemek, asla vazgeçmemek
kültürü.
Konuşmacı Grup Yorum ‘un hiçbir zaman politikası kalmadığını
vurguladı.
Ve son noktada müziğini, sanatını yapabilmek, halka
ulaşabilmek için Grup Yorum üyeleri Ölüm Orucu direnişine başladı.
DÜNYADA HİÇBİR MÜZİK GRUBU DAHA ÖNCESİNDEN ÖLÜM ORUCU
YAPMAMIŞTIR.
Suriye'deki son gelişmeler, bize direniş kararlığını çok net
bir şekilde gösteriyor.
ABD-İsrail-Türkiye-İngiltere'nin Suriye'deki tezgahladığı
"renkli devrim ‘de", Suriye ordusu tek bir kurşun atmadan ülkesini
teslim etti. Teslim oldu.
Grup Yorum ‘un yaptığı ve Türkiye'de Halk Cephe'sinin
kesintisiz yaptığı Ölüm Oruç'ları bu yüzden çok önemli.
Assad, "zaten kazanma şansım yok, bari kan akmadan
alsınlar" diye düşünerek ülkesini emperyalizme teslim etti.
Hayır, kesinlikle hayır. Asla ama asla direnişten vaz
geçilmemelidir.
Assad'ın hümanist ve reformist kafa yapısı, şimdi halkı için
felakete dönüşecek. Emperyalizm ülkeyi devralırken kan akıtmamış olabilir, ama
bundan sonra çok kan akacaktır.
Her zaman söylediğimiz gibi: Tek yenilmez komutan
direniştir.
İkinci konuşmacı ise Haziran ayaklanmasını anlattı.
Ayaklanmanın, insanların faşizmin baskılarına duyduğu
tepkinin dışa vurumu olduğunu, mesele ağaçlar olmadığını anlattı.
Türkiye'nin 79 iline yayılan ve 1 ay süren direniş, tarihe
altın harflere girmiştir.
Ayaklanma esnasında katil polis Berkin Elvan'ı
vurmuştur.
Daha 14 yaşında bir çocuk olan Berkin, sonunda hayatını
yitirmiştir.
Ama bütün Türkiye'nin evladı, faşizme karşı öfkesi ve
sorulacağı hesabı olmuştur.
Belki zafer ile sonuçlanmamıştır. Belki Haziran
ayaklanmasının elde tutulur somut bir kazanımı yoktur.
Ama bazı kazanımların görünmesi ancak yıllar sonra mümkün
olabiliyor.
Eğer Türkiye'de devrimcilik ve devrimci hareket bunca
saldırı, kuşatılmışlık, baskı, yozlaşma 'ya rağmen ayakta durabiliyorsa, faşizm
ne yaparsa yapsın bitiremiyorsa, bu Anadolu'nun zengin direniş
tarihindendir.
Haziran ayaklanması bunların arasına girmiştir.
Dünya konjonktürü şu anda dünya halklarının lehine
işlemiyor.
Ama bu hep böyle kalmayacak, ilelebet gitmeyecek.
Dünya halklarının günü de gelecek.
Sovyetlerin yıkılmasıyla birlikte elbette sarsıntılar
yaşandı.
Ama Haziran ayaklanması veya Grup Yorum ‘un Ölüm Orucu
direnişi gibi zulme başeğmezlik, Türkiye ve dünya halklarına yeni bir Sovyet
Cumhuriyeti armağan edecektir.